sokulmak — nsz, e 1) Sokma işine konu olmak 2) Girmek Yorganın altına sokulmak. 3) Yanaşmak, yaklaşmak Bazen de dayanamaz, yanına sokulur, saçlarını okşardı. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
sokulmak — bir şeyin içine sokulmak; dövülerek inceltilmek II, 125 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
burnunun dibine sokulmak — çok yaklaşmak, iyice yaklaşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kakılmak sokulmak — itilip kakılmak II, 135 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kikrülmek — sokulmak, II, 237 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
soklunmak — sokulmak II, 247 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
burun — is., rnu, anat. 1) Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı 2) Bazı şeylerin ön ve sivri bölümü Kadıköy vapurunun güvertesinde, paltoma bürünmüş, gidip ta burna oturmuştum. H. Taner 3) mec. Kibir,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
elmaslı — sf. Elmas takmış olan Zenginliğe doğru kendimde bir yakınlaşma duyar, elmaslı, kürklü kadınlara sokulmak isterdim. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
sokulma — is. Sokulmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
sokuşmak — e 1) Dar bir yere sokulmak 2) Usulcacık araya girmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tertiplenmek — nsz 1) Sıraya konulmak, düzene sokulmak 2) Düzenlenmek, hazırlanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük